← Önceki (Resmi İfadeler) | | İçindekiler | | Sonraki (Dahi, Bile, Bir Kenara) → |
Burada dikkat edilecek husus bu kuralın olumsuz çekimi. Olması beklenmeyen bir durumu anlatmak için 「~はずがない」 ya da 「~はずはない」 ifadelerinden faydalanılır. Yani duruma göre 「はず」 ile 「ない」 arasına özne ilgeci veya gündem ilgeci eklenir. 「はずじゃない」 olumsuz çekimi ise olması beklenen bir durum için genelde 「~はずじゃないか?」 şeklinde onay sormak için kullanılır.
(1) 彼は漫画マニアだから、これらをもう全部読んだはずだよ。
- O çizgi roman düşkünü olduğundan bunların hepsini okumuş olsa gerek.
(2) この料理はおいしいはずだったが、焦げちゃって、まずくなった。
- Bu yemek lezzetli olacak diye bekliyorduk ama yandı ve tadı kötü oldu.
(3) 色々予定してあるから、今年は楽しいクリスマスのはず。
- Çeşit çeşit planlar (hazırlıklar) yapıldığından, bu yıl eğlenceli bir Noel olacak diye bekliyoruz.
(4) そう簡単に直せるはずがないよ。
- Öyle kolayca tamir edilir olmasa gerek.
(5) 打合せは毎週2時から始まるはずじゃないですか?
- Toplantı her hafta saat 2'de başlıyor diye biliyorum, doğru mu?
Kullanımda herhangi zorluk yok. Sonuna 「べき」 eklenmiş sözcük ad gibi davranır; çekimi 「~べきじゃない」, 「~べきだった」 vb. şekilde yapılır. 「する」 eylemi ile istisna olarak hem 「するべき」, hem de 「すべき」 şeklinde kullanılabilir.
(1) 何かを買う前に本当に必要かどうかをよく考えるべきだ。
- Bir şeyi almadan evvel gerçekten ihtiyaç var mı yok mu iyice düşünmeli.
(2) 例え国のためであっても、国民を騙すべきではないと思う。
- Diyelim ki ülke uğruna olsa bile, vatandaşlar aldatılmamalı diye düşünüyorum.
(3) 預金者が大手銀行を相手取って訴訟を起こすケースも出ており、金融庁は被害者の救済を優先させて、金融機関に犯罪防止対策の強化を促すべきだと判断。(朝日新聞)
-
Mudilerin büyük bankaları dava etmesi vakaları yaşanıyor. Mali Hizmetler Kurumu, mağdurlara yapılan yardıma öncelik verdi;
suçlara engel olmak için, önlemlerini güçlendirilmeleri konusunda mali kuruluşlaruyarılmalı diye karar aldı.
(1) 早く帰るべき。
Eve erken gitmeli.
(2) 早く帰るべく、準備をし始めた。
Eve erken gideyim diye hazırlıklara başladım.
Görüldüğü üzere 「準備をし始めた」 cümleciği, 「べく」 vasıtasıyla, esas amacı anlatan cümleciğe bağlanmış. İki cümleciği aynı şekilde birbirine bağlamak için Japonca 「しようと思って」 ve 「できるように」 kalıpları da var. Bu ikisini konuyu tamamlamak için veriyoruz, bunlar pek sık kullanılmaz.
(1) 試験に合格すべく、皆一生懸命に勉強している。
Sınavdan geçelim diye herkes çok gayretli çalışıyor.
(2) 今後もお客様との対話の窓口として、より充実していくべく努力してまいります。
Bundan sonra da, müşterilerle diyalog masası olarak, daha zengin [bir hizmet] vermek için çabalıyor olacağız.
(1) ゴミ捨てるべからず。
-Çöp atmamalısınız.
(2) 安全措置を忘れるべからず。
-Güvenlik ekipmanını unutmamalısınız.