← Önceki (Dahi, Bile, Bir Kenara) | | İçindekiler | | Sonraki (Çare, İhtimal) → |
Olumlu | Olumsuz | |||
---|---|---|---|---|
Geniş Zaman | 怖がる | kormuş gibi davranıyor | 怖がらない | korkmuş gibi davranmıyor |
Geçmiş Zaman | 怖がった | korkmuş gibi davrandı | 怖がらなかった | korkmuş gibi davranmadı |
(1) 早くきてよ!何を恥ずかしがっているの?
- Çabuk gel buraya! Neden öyle utanmış gibi davranıyorsun?
(2) 彼女は朝早く起こされるのを嫌がるタイプです。
- Kız arkadaşım sabahları erken uyandırılmaya kızan bir kişi.
(3) うちの子供はプールに入るのを理由もなく怖がる。
- Bizim çocuk sebepsiz yere havuza girmeye korkmuş gibi yapıyor.
Bu kural aynı zamanda başka kişilerin tahmin edilen istekleri ile ilgili yorum yapmak için kullanılır. Bu maksat için de eylemlerin sıfat işlevindeki 「~たい」li çekimleri kullanılır. Bu tür kullanımı genellikle çok kısa olmayan bir meselenin anlatıldığı konuşma içinde geçer. Kısa kısa diyaloglar içinde genellikle geçmez. Bunun yerine, senli benli konuşmalarda 「でしょう」 kullanılır, örneğin 「カレーを食べたいでしょう。」 cümlesinde gibi. Nazik konuşma içinde ise 「よね」 cümle sonu tercih edilir, örneğin 「カレーを食べたいですか。」 ya da 「カレーを食べたいですよね。」 cümlelerindeki gibi.
(1) 家に帰ったら、すぐパソコンを使いたがる。
- Eve dönünce hemen bilgisayarın başına geçmek ister gibi bir hali var.
(2) みんなイタリアに行きたがってるんだけど、私の予算で行けるかどうかはとても怪しい。
- Herkesin İtalya'ya gitmek ister bir hali var ama, bütçem gitmemize izin verecek mi çok şüpheli.
(3) 妻はルイヴィトンのバッグを欲しがっているんだけど、そんなもん、買えるわけないでしょう!
- Karımın Louis Vuitton çanta ister gibi hali var ama, böyle bir şeyi almama imkan yok.
「~がる」 ayrıca 「屋」 ile birlikte bir kişinin sıkça gösterdiği davranışı anlatmak için kullanılır, örn. 「恥ずかしがり屋」 (kolay utanan kimse)、 「寒がり屋」 (kolay üşüyen kimse)、 ya da 「暑がり屋」 (kolay sıcaklayan kimse).
(3) 私は寒がり屋だから、ミネソタで暮らすのは辛かった。
- Ben kolay soğuk kapan biri olduğumdan, Minesota'da yaşamak [benim için] zor oldu.
Bu kuralla en çok kullanılan eylem 「言う」. 「言う」 + 「ばかり」 ye sık olarak 「に」 ilgeci eklenir. Dikkat:「ばかり」 nin bu kullanımı miktar belirtmede ve eylemlerin yakınlığı konularında işlenen kurallardan farklı.
Olumlu | Olumsuz | |||
---|---|---|---|---|
Geniş Zaman | 言わんばかり | söylermiş gibi | 言わないばかり | söylemezmiş gibi |
Geçmiş Zaman | 言ったばかり | söylemiş gibi | 言わなかったばかり | söylememiş gibi |
(1) ボールは爆発せんばかりに、膨らんでいた。
- Top patlayacakmış gibi şişiyordu.
(2) 「あんたと関係ない」と言わんばかりに彼女は彼を無視していた。
- Kız, "Seni ilgilendirmez" dermiş gibi onu görmezden geldi.
(3) 昨日のケンカで何も言わなかったばかりに、平気な顔をしている。
- Dünkü kavgada hiçbirşey söylememiş gibi sakin bir surat takındı.
(1) 紅葉が始まり、すっかり秋めいた空気になってきた。
- Yaprakların renk değiştirmeye başlamasıyla, hava tamamen sonbahar havasına döndü.
(2) そんな謎めいた顔をされても、うまく説明できないよ。
- Öyle şaşkın şaşkın bakan bir surat karşısında, herhalde ki iyi anlatamam.
(3) いつも皮肉めいた言い方をしたら、みんなを嫌がらせるよ。
- Her zaman böyle alaycı konuşursan, herkesi kendinden nefret ettireceksin.